Şirketlerin riske bakış açısı değişiyor
İSTANBUL (İGFA) – PwC’nin gerçekleştirdiği Küresel Risk Araştırması 2023’ün sonuçları açıklandı. Son yıllarda pandemi döneminden bölgesel çatışmalara, jeopolitik risklerden teknolojik dönüşüme kadar aktif bir süreç geçiren şirketler, bu güçlü engelleri aşma yolunda risk algılarını ve tercihlerini değiştiriyor. Araştırmada kesinti bazlı değişiklikler öne çıkıyor.
Araştırmaya göre perakende ve teknoloji gibi hızlı tüketim sektörlerinde faaliyet gösteren şirketlerin riskleri fırsata dönüştürme olasılıkları daha yüksek; Hükümet ve ilaç sektörü gibi sıkı bir şekilde düzenlenen segmentlerde olanlar riskten kaçınmaya odaklanıyor.
Aralarında teknoloji, operasyon ve finans departmanlarının yönetim kurulu üyeleri ve CEO’larının yanı sıra risk ve kontrol de bulunan 67 ülkedeki 3.910 iş ve risk liderinin görüşlerinin yer aldığı araştırma, teknolojinin şirketlerin karlarını nasıl daha etkili bir şekilde azaltarak şirketlerin karlarını nasıl giderek daha fazla koruduğunu gösteriyor. ve aşağı yönlü riskin yönetilmesi. Aynı zamanda daha değerli bir rol oynadığını da ortaya koyuyor.
DÜNYADA VE TÜRKİYE’DEKİ ŞİRKETLERİN RİSK ALGISI NEDİR?
Anket katılımcılarının %54’ü yeni güç kaynaklarına geçişi dış etkenler karşısında en büyük fırsat olarak görüyor. Türkiye’deki yöneticiler için bu oran dünya ortalamasını aşarak %64’e ulaşıyor. Buna rağmen dünya genelinde müşteri talep ve tercihlerindeki değişiklikleri %47 takip ederken, Türkiye’de bu oran %35 ile sınırlı. Tedarik zincirindeki aksamalar da Türkiye’de %29 ile genel risk beklentisinin altında. Küresel sonuçlarda katılımcıların %42’si bu seçeneğin fırsattan çok risk olduğunu düşünüyor.
Dünya genelinde katılımcıların yüzde 62’si risklerle birlikte ortaya çıkan fırsatlara odaklanırken, Türkiye’deki şirketlerin risk yönetimi yaklaşımının değer yaratmaktan ziyade mevcut değeri korumaya odaklandığı görülüyor.
Son yılların en etkili mega trendleri arasında yer alan yapay zeka konusunda Türkiye dünya ortalamasına yakın. Üretken yapay zekayı riskten ziyade fırsat olarak görenlerin oranı yüzde 60 iken Türkiye’de bu oran yüzde 55 seviyesinde.
PwC Türkiye Risk, Süreç ve Teknoloji Hizmetleri Başkanı Oktay Aktolun, araştırma sonuçlarının, Risk Öncüleri olarak tanımlanan ve tüm segmentlerdeki katılımcılar arasında en iyi performansı gösteren katılımcıların %5’lik kısmının risklerin doğasında olan fırsatları takip ettiğini gösterdiğine dikkat çekiyor. Teknoloji kullanımının rolüne dikkat çeken Aktolun, araştırma bulgularına ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
“Kurum çapında stratejik esneklik ve insan odaklı, teknoloji destekli bir yaklaşımla desteklenen bu öncüler; Riski yönetmek için şirket içi ekiplerin becerilerini artırma ve gelişmiş analitik, tahmine dayalı modelleme, siber güvenlik araçları ve buluttan yararlanma olasılığı diğer şirketlere göre önemli ölçüde daha yüksektir. Ek olarak, bu şirketlerin üretken yapay zeka gibi yeni teknolojileri bir riskten ziyade bir fırsat olarak görme olasılıkları daha yüksek.”
RİSK LİSTESİNDE ENFLASYON VE SİBER RİSKLER ÖNCE BAŞLIYOR
Araştırmaya katılanların maruz kaldığı riskler listesinde siber riski geride bırakan tek riskin enflasyon olduğu; Dijital ve teknolojiye ilişkin diğer riskler ise neredeyse makroekonomik dalgalanmalarla aynı safta yer alıyor. Ankete katılanların üçte biri siber risklere maruz kalma düzeylerinin çok veya çok yüksek olduğunu söylüyor. Risk yönetiminin bu başkanları siber riski enflasyonun üstünde tutuyor. Ancak bu riskler şirketlerin teknolojiye yatırım yapmasına engel olmuyor ve şirketlerin yaklaşık yarısı siber güvenlik araçlarına, yapay zekaya, makine öğrenimine ve otomasyon teknolojilerine yatırım yapmayı planlıyor. Türkiye’den katılımcıların neredeyse yarısı aynı bakış açısına sahip. Türkiye’den gelen yanıtlara bakıldığında enflasyon (%68) ve makroekonomik dalgalanma riskleri (%61) siber risklerin () ve dijital ve teknoloji risklerinin () açık ara önünde yer alıyor.
Katılımcıların önümüzdeki 12 ayda yüksek ya da çok yüksek düzeyde maruz kalacaklarını düşündükleri tehditler arasında enflasyon ve siber riskler başı çekiyor ancak farklı konulara ilişkin endişeler de dikkat çekiyor. Bunlar arasında makroekonomik dalgalanmalar, dijital ve teknolojiyle ilgili riskler, iklim değişikliği, jeopolitik çatışmalar, sağlık riskleri ve sosyal eşitsizlik yer alıyor.
LİDERLER RİSKLER KONUSUNDA BAKIŞ AÇILARINI DEĞİŞTİRMEYE HAZIR
PwC Küresel Risk Araştırması 2023’e göre şirketlerin artık öncelikli olarak riskten kaçınmaya odaklanan tepkisel bir yaklaşımı göze alması mümkün değil. Ankete katılan CEO’ların yaklaşık yüzde 40’ı, mevcut durumun devam etmesi halinde şirketlerinin önümüzdeki 10 yıl içinde mali açıdan ayakta kalamayacağını düşünüyor. Risklere karşı dirençli olmak ve riskleri fırsata dönüştürmek için şirketlerin iklim değişikliğinden jeopolitik risklere, makroekonomik dalgalanmalardan teknolojinin yıkıcı gücüne kadar tüm risklere bakış açılarını değiştirmeleri gerekiyor.
Sürekli değişim ve belirsizlik ortamında uyum, değişim ve dönüşüm yeteneği, şirketlerin ayakta kalabilmesi ve sürdürülebilir büyüme sağlayabilmesi için kritik önem taşıyor. Riski değişim ve büyüme fırsatına dönüştürmek için teknolojinin ve verinin gücünden yeni yöntemlerle yararlanırken, şirket içinde çeşitli multidisipliner yeteneklerin yaratılması da öncelik haline geldi.
PwC 2023 Küresel Risk Araştırmasına buradan ulaşabilirsiniz.